Giresun, bir Miletos kolonisi olarak kurulmuştur. Yunanca adı "Kerasus" daha sonra gelen Roma egemenliğinde "Cerasus" olarak kullanılmıştır.İsminin, yabani kiraz ağaçlarından dolayı "Kiraz diyarı" veya Spartacus isyanını bastıran komutan Kerasus'tan gelmiş olabileceği söylenir. Giresun 1397 yılında Türkmen beyi Emir Oğlu Süleyman Bey tarafından fethedilerek TÜRK yurdu haline getirilmiş olup Eski Türklerde adı Vilayet-i Çepni'dir. Vilayet-i Çepni güneyde Gümüşhane/Koyulhisar, Gürgentepe; doğuda Beşikdüzü Abdal Musa (Sis) dağının etekleri ,Kürtün hattı iç kesimlere yayılan bölgedir. Türkmen boylarından olan Çepnilerin buraya Horasan'dan tarihi İpek Yolu'nun Gümüşhane,Kürtün civarındaki gümüş madenlerinin ve limanların güvenliğini sağlamak üzere gönderilmiş olabileceği belirtilmektedir. Giresun Çepnileri makamı Güvendi yaylasında bulunan Güvenç Abdal Hazretlerinin müridleriydiler.Giresun merkezi, 1397 yılından buyana Türk toprağı olup düşman işgali görmemiştir.
İsminin Kökeni
Giresun isminin kökeni hakkında üç rivayet vardır. Rivayetlerden birincisi; "Kerasus" kelimesinden gelmektedir. Birinci rivâyete göre bu isim, "Kerasus"ta bol miktarda yetişen kirazdan gelmiştir. İkinci rivâyete göre ise; Giresun denize doğru uzanan bir yarımadanın üzerine kurulmuştur. Bu yarımadanın şekli de boynuza benzemektedir. İşte bu sebepten Yunanca'da boynuz anlamına gelen "Keras"dan türemiştir. Üçüncü rivayet ise Spartaküs isyanını bastıran ünlü Romalı General Kerasusa atfen verilmiş olmasıdır.